İSLAM inancına göre,yaratıldığımız bu dünya ve içerisinde var olan tüm varlıklar Yüce Allah tarafından yaratılmıştır.Her varlığa farklı yetenekler,farklı donanımlar hatta farklı farklı görevler verilmiştir ve her biri bu görevlerini yerine getirmektedir.
    İnsan dışında ki varlıklar kendilerine verilen bu görevlerini fıtratları gereği  gayri ihtiyari olarak yerine getirmektedirler.İnsan ise diğer varlıklardan farklı olarak akıl,izan,idrak,tefekkür,ve irade(iyi,kötü;doğru,yanlış;hak,batıl vs. ayırıp tercih ederek ona göre davranma) gibi üstün vasıflarla donatılmış ve diğer varlıklar da olmayan bu vasıflar İNSAN'ı diğer yaratılmış varlıklardan ayıran meziyetlerdir.İnsan bu farklı vasıflarını olumlu yönde kullanırsa,yaradılışına uygun bir biçimde tekamül ederek diğer varlıklardan,hatta meleklerden bile üstün varlık haline gelir ve cennete layık hale gelir. Aksine bu meziyetlerini olumsuz yönde kullanırsa yaradılış maksadına aykırı davranarak çöküş halinde diğer varlıklardan da aşağı düşer ve manevi bir çürüme neticesinde cehenneme layık hale gelir ki bu durum aynı zamanda Dünya'da yaşayan diğer varlıklar içinde bir tehlike demektir.
İnsanın ne faydasının ne de zararının etkisi tek başına kendisine ait değildir.İnsan neyle,kimle,hangi varlıkla temas etmişse onu etkiler,ona tesir eder.İNSAN ismi de bu özelliğinden dolayı verilmiş ve temas ettiği her şeyi etkileyen,etkilenen,ünsiyet eden varlık anlamındadır.
   İnsan,sosyal bir varlık olması hasebiyle birbirini de  etkiler.Fertler kendi çevresini,çevresi kendi çevresini derken topluma doğru sirayet eden bir etkileme ve etkilenme söz konusudur.
   İnsan fıtratına uygun bir Din olan İslamiyet Yüce Allah tarafından insanlığa gönderilmiş son hak dindir.
     Dinimiz İslam, imanı, Allah'a kulluk ve ibadeti,ehliyeti, adaleti,hakkı,iyiliği, helal kazancı,kul ve kamu hakkına riayeti, namaz kılmayı, oruç tutmayı, doğru olmayı ve doğru konuşmayı, alışverişi,evliliği,merhameti,sevgiyi hakim kılmayı emretmiş ; kötülüğü,zulmü,sömürüyü,hırsızlığı, haksızlığı,haram kazancı,ekonomik sömürü aracı olan faizi,zinayı,fuhşu, eşcinselliği,kumarı, içkiyi,yalanı, sahtekarlılığı ve iki yüzlülüğü men etmiştir.
Allah'ın emrettiği hususlar da insana fazilet  ve nehyettiği hususlar da zararlar vardır.
     Bahsettiğimiz İslamda ki faziletli hasletler önce nefislerimiz de sonra da bütün bir cemiyete yayıldığı zaman o toplum faziletli toplum haline gelir. Bu faziletlerin mücadelesini vermek Yüce Halık'ımız olan Cenabı Allah'ın bizden istediği, bizi insani olgunluğa eriştirecek erdemlerdir ve hem bu dünya da hem AHİRET'te kurtuluşa ulaştırır. 
      Cenab-ı Hak'kın men ettiği vasıfların bir cemiyete hakim olması ise o toplumu hem bu dünya da hem AHİRET aleminde büyük felaketlere  sokar ki daha burada çürüme, bozulma kendini belli eder ve insanlıktan çıkmış bir toplum da huzur, hak, hukuk, namus, iffet,büyüklere saygı, küçüklere sevgi, merhamet, adalet ayaklar altında sürünür ve o toplum hastalıklı bir cemiyet yapısı ile zulmün, haksızlıkların, fitne ve fesadın altında ah vah ederek inleyen bir cemiyet, fertlerine bu dünyada cehennemi yaşatarak Ahirette de Allah muhafaza Cehennem'e sürüklemesi kaçınılmaz hale gelir. 
  Bu gün ne yazık ki,İslam dinimizin kıymetini bilmemekteyiz ve Batıl Batı'nın zenginliğine bakıp bizi hem bu dünya da hem ukba da kurtaracak değerlerimize sırt çevirmekteyiz. 
Halbuki Avrupa disiplinli çalışma sistemi ve sömürdüğü ülkelerin sırtına binerek zenginleşmişken manen, ahlaken ve insanlık yönü ile tefessüh etmiş ve çürümektedir.
  Avrupa İstatistik Kurumu Eurostat'ın yayınladığı  verilere göre 2016 yılında AB ülkelerinden olan Fransa'da babası belirsiz doğan çocukların oranı Yüzde 59.7, Bulgaristan ve Slovenya ise yüzde 58.6,  İsveç yüzde 54.9, Danimarka yüzde 54 iken, eşcinsellik alabildiğine artmış hatta bakanların, başbakan seviyesinde insanların bile eşcinsel olduğu çürüyen bir Avrupa'nın ne bize ne de insanlığa verebileceği kötülük, ahlaksızlık ve sapıklıktan başka hiç bir değeri! yoktur.Bunlara da değer denilebilirse! 
   Türk toplumu ve İslam toplumları olarak,gayri insani hayata tutsak olmuş Avrupa,sevdasından vazgeçip kendi dinimize, özümüze,kültürümüze,tarihimize dönmeli,eziklikten aşağılık kompleksinden arınıp silkinip dirilmeli ve ilhamımızı milli ve dini değerlerimizden ve ruh kökümüzden alarak milli medeniyetimizi inşaa etmeliyiz. 

ÖMER ULUSOY 
Mil Diyanet Sen Bor ilçe Başkanı